Zorunlu trafik sigortasında son durum?



Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Başkanı Ramazan Ülger, "Trafik sigortası artık yönetilemez bir duruma geldi. Kriz yaşıyoruz" dedi.

Kamuoyunda 'zorunlu trafik sigortası' olarak bilinen tam adı 'Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası'nda bıçak kemiğe dayandı. Hasar frekansı çok yüksek olan branşta son 10 yıllık süreçte şirketler her dönem zarar açıkladı. Zorunlu trafik sigortasında 10 yıllık zararın toplam tutarı 7 milyar TL olduğu branşta, kısa süre önce ticari araçlarda primlere tavan fiyat uygulamasının gelmesi şirketleri daha da zor durumda bıraktı.

Zorunlu trafik sigortası sisteminin sürdürülebilirliğinin yanı sıra, şirketlerin varlığının sürdürülebilirliği açısından gelinen durumun ciddi risk oluşturduğuna dikkat çeken TSB Başkanı Ramazan Ülger, "2015 yılının ilk 9 ayı itibariyle şirketlerin öz sermaye karlılığı negatife dönerek - yüzde 1,5 olarak gerçekleşti. Bu gösterge, şirketlerin zorunlu trafik sigortasından kaynaklanan zararlarını tüm diğer branşlardaki karlılıklarıyla bile engelleyemediklerinin en önemli göstergesidir" diye konuştu.

Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Ramazan Ülger ile Birlik Yönetim Kurulu ve Yönetim Komitesi Üyeleri'nin katıldığı basın toplantısı ile trafik sigortasında gelinen durum ve çözüm yolları paylaşıldı.

Ekim 2015 itibariyle ülkemizdeki 19,7 milyon adet kayıtlı aracın yaklaşık 16 milyon adedinin zorunlu trafik sigortası bulunduğu belirten Birlik Başkanı Ramazan Ülger, trafik sigortasının yüzde 80'le en yaygın sigorta türü olduğunu vurguladı. Her yıl trafik sigortası poliçe adetlerinde ve prim üretiminde artış olduğuna dikkat çeken Ülger, sorunun kaynaklarına yönelik şunları söyledi: "Zorunlu trafik sigortasında 10 yıllık zararın toplam tutarı 7 milyar TL oldu. Trafik sigortası artık yönetilmekten çıktı. Kriz yaşıyoruz. 2015 yılının ilk 9 ayı itibariyle şirketlerin öz sermaye karlılığı negatife dönerek - yüzde 1,5 olarak gerçekleşti. Bu gösterge, şirketlerin zorunlu trafik sigortasından kaynaklanan zararlarını tüm diğer branşlardaki karlılıklarıyla bile engelleyemediklerinin en önemli göstergesidir." Ülger, trafik sigortasındaki zararın sebeplerine yönelik ise şöyle konuştu: "Teminat tanımlarında netlik olmaması nedeniyle farklı yorumların oluşması, hesaplamalarda standartların olmaması, döviz kurundaki aşırı dalgalanma ve bunun bir sonucu olarak yedek parça maliyetlerinde kontrol edilemeyen artışlar ile geriye dönük uygulanan yargı kararları olarak sıralanmaktadır. Bedeni tazminatların ödenen toplam hasar içerisindeki payı son yıllarda hızla artarak 2014'te yüzde 51'e yükselmiştir. "

Acilen kanuni düzenlemeler yapılmalı

Acilen kanuni düzenlemeler yapılmamasının ve azami prim uygulamasından vazgeçilmemesinin prim artış riskini barındırdığını belirten Ülger, bu açıdan Karayolları Trafik Kanunu'nda öncelikle yapılması gereken değişiklikleri şöyle sıraladı: "Maddi ve Manevi Tazminat başlıklı 90'ıncı madde, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Dışında Kalan Hususlar başlıklı 92'nci madde, En Az Sigorta Tutarları başlıklı 93'üncü madde, Doğrudan Doğruya Talep ve Dava Hakkı başlıklı 97'nci madde, Sorumluluğa İlişkin Anlaşmalar başlıklı 111'inci madde."

Sigortasız araç kullanımı hızla artıyor

Konuşmasında eylül ayında ticari araçlara gelen azami prim uygulamasına da değinen Ülger, serbest tarifenin kusurlu sürücü oranının azalmasında etkili olduğunun altını çizdi. Trafik branşında zarar trendinin devam ettiğini, son 9 aydaki zararın 1,7 milyar TL'ye ulaştığını ve branşın sürdürülebilirliği açısından risk yarattığını vurgulayan Ülger, sözlerini şöyle sürdürdü: "Primlerdeki artış kamuoyu nezdinde şikayete konu olmakta ve sigortalanma oranı düşmektedir. Ağustos 2015'te yüzde 82,3 olan sigortalılık oranı, Ekim 2015'te yüzde 80,5'e düşmüştür. Dolayısıyla, sigortasız araç kullanımında artış riski oldukça yüksektir. Şirket sayısının azalması rekabetçi piyasanın bozulmasına yol açacaktır. Piyasanın bozulması, tüketicinin daha çok mutsuz olmasına yol açacaktır. Mevzuat riski, artık en büyük risk olarak karşımıza çıkmakta ve sektörümüze yatırım yapan yabancı sermaye üzerinde de belirsizlik yaratmakta. Oluşan bu belirsizlik ülkemize yapılan ve yapılacak yatırımları da olumsuz etkileyecektir."

TOPLANTIDAN KISA KISA

Böyle bir işi yapmaktan korkuyoruz çünkü geleceği göremiyoruz.

Geriye dönük mevzuat düzenlemeleri veya içtihadlar; ilave sermeye ihtiyacı doğuruyor. Bunu sermayedara anlatamıyoruz.

Şimdi trafik sigortasından herkes rahatsız, bu nedenle artık siyasetin gündeminde ön sıralara gireriz diye düşünüyoruz.

Hiç kaza yapmayan araç ile bir sene içerisinde 10 kaza yapan aracın farkı ortadan kalktı.

Tazminat hesaplama standartlarının kanuni dayanağının olmaması ve yoruma dayalı düzenlemeler zararı daha da artırıyor.

Mevzuat sorunlarını çözersek 2016 yılı daha istikrarlı bir yıl olacaktır.

Sektörün bu yıl büyüme oranının yüzde 10-12 bandında olacağını tahmin ediyorum. Bu büyümede trafik sigorta prim artışlarının etkisi olacak.

Maliyetleri kontrol etmek amacındayız. Bunu başarırsak fiyatlar daha sağlıklı olur.

Yabancı sermayeli şirketlerin olması sektöre derinlik kazandırdı.

Serbest tarifeden taviz vermemeliyiz

Zorunlu trafik sigortasının toplumsal işlevi ile prim üretimindeki payı dikkate alındığında, yaşanan sorunların ivedilikle çözülmesinin ve genel şartların kanuni düzenlemelerle desteklenmesinin, söz konusu sigortanın sürdürülebilirliği ve sektöre yatırımların devamlılığı açısından büyük önem arz ettiğini hatırlatan TSB Başkanı Ramazan Ülger, şirketlerin ağır mali yük altında kalkmasını sağlayacak adımları ise şöyle sıraladı:"Gerekli yasal düzenlemeler yapılmalı, yasal boşluğun mahkeme kararları ile doldurulması önlenmelidir. Yapılan düzenlemelerin geriye dönük etkisi sınırlandırılmalı, hasar maliyetlerinin belirsizliği giderilmelidir.Serbest tarife sisteminden taviz verilmemeli, azami limit uygulamasından vazgeçilmelidir."

Konular